Bir bonkör hayırsever daha. Brooke Astor. Kendisi bir New York efsanesi. Giyim tarzıyla ‘taste setter’ olarak anılan, verdiği partiler çok konuşulan bir hanımefendi. Hayatla vedalaştığında 105 yaşındaydı. “Para gübre gibidir. Etrafa saçmak lazım” olan mottosunun uzun yaşamasıyla bir ilgisi olup olmadığını merak ediyorum doğrusu.
Servetini ise üçüncü kocasına borçlu. Ünlü Waldorf Astoria, St Regis otellerinin sahibi olan Astor ailesinden Vincent Astor’a. Aile, servetini kürk ticaretinden kazandıklarını Manhattan’da arsalara yatırarak edinmiş. İtibarlarını ise New York’ta yaptıkları hayır işlerine. Metropolitan Müzesi’nin ve New York Şehir Kütüphanesi’nin öncü bağışçıları arasındalar.
Astor’un ölümünün ardından tüm eşyaları ve mücevherleri yine hayır işlerinde kullanılması için Sotheby’s tarafından satışa çıkarıldı. Toplanan rakam New York Şehir Kütüphanesi, Metropolitan Müzesi, Central Park, New York’taki devlet okullarına eşit olarak dağıtıldı.
Brooke Astor’un köpeklere, çiçeklere ve kitaplara düşkünlüğü Park Avenue’daki 14 odalı dairesinden anlaşılıyor. Duvarları süsleyen köpek tablolarının sayısı 100 civarında.
Siz Astor’un zevkli tarzına göz atarken, ben de Astor gibi mezar taşına “Mükemmel bir hayat yaşadım” yazdıracak kaç insan tanıdığımı düşüneceğim:)