Oscar törenlerinde duya duya adını ezberlediğimiz bir marka Van Cleef & Arpels. Alışkın olduğumuz üzere iki iş ortağının değil, sonradan eş olan iki sevgilinin soyadlarını taşıyor.
Bir aşk hikâyesinden doğmuş esasında. 1906’da, Estelle Arpels ile Alfred Van Cleef mutlu ve uyumlu beraberliklerini iş hayatına taşıdığında. Estelle’in erkek kardeşleri Charles ve Julien de yanlarına katılmış. İlk butik Paris’te Place Vendome’da kapılarını açmış.
Tasarım departmanları, yaratıcılıkta sınır tanımayan sanatçılardan oluşuyor. İsimlerinin baş harfleri gibi hepsi birer ‘V.C.A.’ yani very creative artist.
Tasarımları için ihtiyaç duydukları ilhamı genelde doğadan almasıyla ünlü Van Cleef & Arpels. Doğadaki şekilleri stilize etmekten haz duyuyor. Mücevherlerinin çoğunun sırtınıza konuverecekmiş gibi duran kelebeklerden, çiçeklerden oluşması da bundan.
Yeni koleksiyonunun ilham kaynağı ise balolar... ‘Bals de Légende’ adını verdiği koleksiyon yüzyılın en ihtişamlı balolarından esinlenerek oluşturulmuş. Pırlantalar havai fişeklerin pırıltısını yansıtırken; minyatür figürler pistte dans eden şık hanımları tasvir ediyor.
Resmini gördüğünüz ve muhtemelen benim gibi ilk görüşte aşka düştüğünüz küpeler Le Bal Black and White’tan esinlenilerek yaratılmış.
1966’nın bir Kasım akşamı New York’u sallayan bu balo, Truman Capote’nin başarılarla dolu yazarlık kariyerini kutlamak için düzenlenmişti. Capote ve yüzlerce arkadaşının çılgınca eğlendiği bu geceyi Van Cleef & Arpels’ın hayal gücüyle buluşturan siyah beyaz tasarımlarda Art Deco havası hakim.
Yine aynı balodan esinlenerek yaratılan broş da göz alıcı: