Viyolonsel çalmak ve mücevher tasarlamak... Anna Hu’nun hayattaki en büyük iki tutkusu. Konservatuarda okurken kronik tendon iltihabı teşhisi konulunca ilk tutkusundan vazgeçmek zorunda kalmış. Tel ve yaylarla arasındaki güçlü bağı taşlara ve değerli metallere aktarmış.
Gemoloji eğitimini sanat tarihi masterı takip etmiş. Van Cleef&Arpels’da değerli taşların alımında çalışmış, Harry Winston’da mücevher üretiminde görev almış. Mücevherin devlerinin yanında kazandığı bu deneyim, gelecekte kuracağı kendi markası için en büyük sermayesi olmuş. Aralık 2008’de, 29 yaşındayken solo olarak sahneye çıkmaya hazır hissetmiş kendini.
Böylece Tayvanlı tasarımcı, ilk butiğinin kapılarını New York’taki Plaza Hotel’de açtı. Doğulu tasarım anlayışını batılı işçilikle bir araya getirdiği tasarımları kısa sürede kendi müdavimlerini yarattı.
Drew Barrymore ve Oprah Winfrey, hayranları arasında. Geçtiğimiz Oscar Töreni’nde Scarlett Johansson da onun tasarımı bir yüzükle çıktı kırmızı halıya.
Müzik tutkusu tasarımlarında da kendini belli ediyor. Müzikten ve tanıştığı müzisyenlerden ilham alıyor. Daha sonra müşterisi de olan Madonna, onun için en özeli.
Tasarım yaparken mutlaka müzik dinliyor. Bir tasarım gösterin ve “O sırada hangi şarkıyı dinliyordun?” diye sorun. Anında yanıt veriyor. “Müzik dinlemeliyim. Rachmaninoff, Bach, bazen de sadece Pacanini... Müziği içimde hissediyor ve parmaklarımdan tasarımlarıma geçiriyorum” diyor.