Bahçe mobilyaları arasında tasarımlarıyla çığır açan bir marka Dedon. Ve de modellerinin kartopu gibi yayılmasına bakılırsa en çok takip edileni. Nezaketi elden bırakmamak için taklit edileni demek istemiyorum.
Markanın hızlı yükselişinin ardında bir zamanlar yeşil sahaların efsanevi ismi olan Bobby Dekeyser var. Almanya'nın ünlü futbol takımı Bayern Munich'in kalecisi Dekeyser, talihsiz bir kaza sonucu 1990’da spor hayatını sonlandırmak zorunda kaldı. 26 yaşındaydı. Önünde upuzun bir hayat vardı ve futbol dışında bir işle uğraşmalıydı. Tasarımcı olmak için ilk adımları işte o zaman attı.
Kayınbiraderi Brando Donapai ile bir şirket kurdular. Soyadlarının ilk hecelerini birleştirip ‘Dedon’ adını verdiler. İlk işleri Madagaskar’dan rafyadan yapılma zürafaların ithalatıydı. Pek bekledikleri gibi gitmedi. Kaderleri 1993 yılında Köln’de katıldıkları bir fuarda Filipinler’den getirilmiş mobilyaların karşılarına çıkmasıyla değişti. Hularo lifiyle böyle tanıştılar. Çok vakit geçmeden bunlarla ne yapabileceklerini buldular: Yağmur, rüzgar ve güneşe dayanıklı dış yaşam alanları! Yıkanabilen ve az bakım gerektiren bu lif; tuzlu su, güneş ışığı ve sıcağa karşı dayanıklılığıyla tasarımları için en uygun malzemeydi.
Ve Dedon, 2001 yılında çıkarttığı ‘Daydream’ koleksiyonuyla hularo lifini bahçe mobilyalarıyla buluşturarak bir ilke imza attı.
Bu koleksiyonu yeni Dedon tasarımları izledi. İsviçreli sanatçı Nicolas Thomkins’in imzasını taşıyan Yin Yang modüler koleksiyonu en fonksiyonel modeller arasında.
Yeni koleksiyonları Nestrest'in ise adının da anlatmaya çalıştığı gibi yuvadan farkı yok.
Dedon’un mobilyalarının çoğu Filipinler'de Cebu Adası’nda elde üretiliyor. Alman teknolojisi Cebu’daki zanaatkarların el becerisiyle birleşiyor.
Markanın Türkiye distribütörü ise Oya Oğurcu’nun sahibi olduğu O Design.