Geçen hafta bir arkadaşım, “Tek taş yüzük alacağım. Öneri lütfen” diye bir mail atmış.
Şu noktada bunu soranın kız mı erkek mi olduğunu söylemeyeceğim. (Tamam bizde tek taşları genelde erkekler alır, ama bu yargıyı sadece şarkısıyla Nil değil etrafımızdaki birçok kadın artık kendi birikimleriyle kırıyor, geçiyor.)
Üçüncü cümleyi duyunca soranın cinsiyetini şak diye anlayacaksınız. “Kazıklanmayayım da” diye eklemiş çünkü.
Erkekler için tek taş almak, hiç bilmediği bir konudan sözlüye kalkmak gibi bir şey. Ne yapacağını bilmemeyle karışık karşı taraftan iyi bir not alma isteği. Etraftakilerden tüyo almaya çalışırken kafalarının daha da karışması. Ve de zamanları azaldıkça artan stres katsayısı...
O halde başlangıç seviyesindekiler için genel hatlarıyla pırlanta alırken nelere dikkat etmeleri gerektiğini biraz açalım. Tek taşın modası olmaz ama, ünlülerin seçimlerine bakalım. Maksat bilgimiz, görgümüz artsın, kuyumcunun karşısına oturunca zor durumda kalmayalım.
Çok karıştırılan iki kavram- pırlanta ve elmas. Özünde ikisi de aynı şey. Pırlanta, elmasın işlenmiş hali. Madenden çıkan doğal elmasın alt kısmını kubbe gibi bir formda keserseniz (ışığı yansıtacak şekilde) ortaya pırlanta çıkıyor. Taşın gül kesimi formunda kesilmesinin sonucunda da elmas oluşuyor.
Elmas, dünyanın özellikle de Afrika’nın başlıca doğal kaynaklarından biri… Yüksek basınç ve ısı altında yer kabuğunun derinliklerinde kristalleşen elmas, yanardağlardaki volkanik lavların yardımıyla dünyanın yüzeyine çıkana kadar birçok evreden geçiyor. Bu zorlu yolculuğa da az bir bölümü zarar görmeden dayanabiliyor. Düşünün, sadece yüzde 30’u mücevher kalitesine sahip çıkıyor. Bu özellikte olanlar da kesim, cilalama işlemleri ve mücevher üretimi için uzmanlara dağıtılıyor. Geri kalan yüzde 70’lik bölüm de kesim, bileme ve cilalama işlemleri için sanayiye satılıyor.
Doğada bulunduğu haliyle çakıl taşını andıran elmas, hünerli ellerde pırlantaya dönüşüyor.
Pırlantanın değerini 4C belirliyor. Carat, cut, clarity, color. Yani taşın karatı, kesimi, berraklığı ve rengi. 4C kavramının lugatımıza 1939’da De Beers sayesinde girdiğini de ek bir bilgi olarak verelim. Bu özellikleri anlatmaya geçmeden De Beers’in pazarlama ve tanıtım kolu DTC’nin Türkiye müdürü Şebnem Balkan’ın davetiyle gittiğimiz Londra’daki Diamond Academy’de geçirdiğim mutluluk dolu günden birkaç fotoğraf paylaşmak isterim.
Pırlantanın ağırlığını anlatan ‘karat’ kelimesi İngilizce’deki ‘carob tree’ yani keçiboynuzundan geliyor. Bunun nedeni de eskiden değerli taşların ağırlığını anlamak için keçiboynuzunun kullanılması.
Taşın berraklığı ve kesimi en çok karıştırılan kavramlar. Birçok kişi taşın ışıltısını berraklık özelliğinden aldığını zannediyor. Ancak taşın parlaklığını kesimi belirliyor.
Taşın kesimi, hem şeklini hem de yüzeyindeki facet'lerin sayısını ve büyüklüğünü gösteriyor.
Yukarıdaki resimde gördüğümüz taşlar arasında en çok tercih edileni round yani yuvarlak kesim taşlar. Zaten piyasada satılan tek taşların yüzde 80’i yuvarlak taşlardan oluşuyor. Yuvarlak kesim pırlanta toplamda 58 facete sahip. Emerald kesim bir taştaki facet sayısı ise sadece 25. Bu da doğal olarak taşın parlaklığına etki ediyor.
Emerald kesim pırlanta, son dönemde celebrityler tarafından çok sık tercih ediliyor. Bu taşı seçen kadınlar, başkalarının gözünü alacak parlaklıkta bir pırlanta arayışında değiller. Aksine, farklı olduklarının altını çizmek ister gibiler. Çünkü emerald kesim pırlanta “unique” bir görüntüye sahip.
Bu kesimi tercih edenlerden biri de Eva Longoria.
Diğeri de Kim Kardashian. Evlilik bakımından talihsiz seçimler oldu ama en güzel yüzükler de ikisininkiler!
Yuvarlaktan sonra en çok tercih edilen kesim ise: prenses. Dört kenarı nedeniyle ışığın mükemmel bir yansımasını yakalıyor ve bu da taşa parlaklık sağlıyor.
Pırlantanın renk skalası D’de başlıyor, Z’de bitiyor. Doğada en nadir bulunan renk olan D, aralarında en iyisi. Ondan sonra kademe kademe renkte sarılaşma başlıyor.
E ve F de beyaz kabul edilen renkler. G ve H neredeyse renksiz, çok hafif renkli beyaz olarak nitelendiriliyor.
I ve J’den itibaren taşta çok hafif bir sarılaşma başlayabiliyor. Bunu yanına D, E, F, G veya H rengi bir taş koyduğunuzda daha kolay anlayabilirsiniz. K’dan sonrası ise renkli taşlar olarak gösteriliyor.
Berraklık, bir taşın içinde ya da yüzeyinde bulunan lekelerle ilgili. Bu lekeler şu kriterlere göre değerlendiriliyor:
LC-Loupe Clean (Lup Temizi): Lup ile bile görünmesi mümkün olmayan lekeler. Tertemiz.
VVS-Very Very Small Inclusions(Çok çok küçük lekeler): Lup ile görülmesi çok zor olan lekeler.
VS-Very Small Inclusions (Çok küçük lekeler) : Lup ile ilk bakışta fark edilmeyen, ancak uzun bir incelemeden sonra göze çarpan küçük lekeler.
SI-Small Inclusions(Küçük lekeler): Lup ile ilk bakışta fark edilen ancak çıplak gözle görülmeyen lekeler.
Pique: Çıplak gözle görülebilen lekeler.
Ufacık bir taşın bile upuzun bir kartviziti var gördüğünüz gibi.
Tüm özelliklerini bildiğinizde hem seçim yapmanız kolaylaşacak, hem de paranızı çöpe atmadığınızı bildiğiniz için içiniz rahatlayacak..