Hemmerle, yeni koleksiyonunda ilhamı sebzelerden aldı. Ortaya broşa dönüşen mısırlar, bezelyeler ve patlıcanlar çıktı.

Sıradışı malzemeler konusundaki deneyimini ve yaratıcılığını mücevherlerine aktaran marka, Şef Tamasin Day Lewis ile çalıştı. Dahası mücevherlerin resimlerinin yer aldığı bir de yemek kitabı hazırladı! 

Mücevherle ilgili olsanız da Hemmerle ismini bugüne kadar duymamış olabilirsiniz. Markanın doğum yeri Paris veya Cenevre değil. Hatta mücevhercilerin caddesi olarak bilinen Place Vendome’da bir butiği de yok. 114 yıldır Münih’te aynı mağazada hizmet veriyor. Mağazanın tasarımı bir mücevherciden çok sanat galerisini andırıyor.

Hemmerle, asillerin tercih ettiği mücevher markaları arasında ilk sıralarda. Dünyanın en yaratıcı ve avangard mücevher tasarımcılarından biri olarak gösteriliyor. Ününü doğada nadir bulunan taşları tahta, okside edilmiş bakır, demir gibi alışılmışın dışında materyallerle bir araya getirmesinden alıyor.

11 broş ve bir çift küpeden oluşan yeni koleksiyonda ilk duyuşta kulağa hoş gelmeyecek sebzeler de var: karnıbahar, patlıcan ve soğan gibi. Oysa ki her biri değerli taşlarla buluştuğunda kusursuz işçiliğin nelere kadir olduğunu göstermeyi başarmış.

Patlıcanı beyaz altın, gümüş ve mor spinellerle kombinlemeyi tercih eden Hemmerle, balkabağını bakır, gümüş ve altınla bir araya getirmiş.

Havuç; bakır, beyaz altın ve turuncu safirle tasarlanmış.

Soğan; gümüş, bakır, beyaz altın ve kahverengi elmasla baştan yaratılmış.

Karnıbaharda beyaz altın ve elmas, turpta gümüş, bakır, beyaz altın ve kırmızı safirl, bezelyede ise gümüş, beyaz altın ve yeşim taşları kullanılmış. Mısırda ise pırlantalar ağırlıkta.

Takmayacak olsanız da bakması bile eğlenceli bir koleksiyon!

www.hemmerle.com