Bu dünya üzerinde “Hayattaki en büyük dileğim gelecekteki eşimin bana bir Harry Winston yüzükle evlenme teklif etmesi” diyen kadınlar var. Bunun psikolojik açıklamasını yapabilen varsa dinlemek isterim doğrusu. Ama diyeceğim şu ki, “Nedir yani nihayetinde bir taş değil mi?” dememek, Harry Winston ismini de hafife almamak lazım. Zaten biz alsak mücevher dünyası aldırmıyor, onu “Elmas Kralı” olarak nitelendirerek çok özel bir yere koyuyor. Kendisi aynı zamanda Oscar gecesi yıldızlara mücevher ödünç verme geleneğini başlatan isim. 1944'te, en iyi kadın oyuncu ödülü adayı Jennifer Jones'a bir geceliğine gerdanlık vermeyi o akıl etmişti.
Mücevherler hepimizin hayatına ihtiyacımız dışında giriyor. Ve vücudumuzun bilimum yerlerine yeni ihtiyaçlar yaratacak şekilde kalıcı olarak yerleşiyor.
Benim için takmasından çok bakması zevkli olan bir keyif maddesi. Bu yüzden de vitrin önünde kendinden geçme konusunda Holly Golightly'yle yarışabilirim. Dergilerin genelde ilanlara ayrılmış sağ sayfalarını da pek severim.
Geçenlerde Harry Winston’ın 2010’da yaptığı ilan kampanyasına yeni baştan bakma fırsatım oldu. Tam da bir SPA markasının tanıtımı için bundan daha güzel bir görsel olamaz diye düşünürken;
Harry Winston'ın kampanyası bütün reklamcıların hayali olan hayran kalınacak bir iş.
Tavuskuşunun asaleti bugün benim diyen hangi modelde var? Sorarım size!
Tek taşı zarafetle taşıyacak başka bir isim bulmak ise imkansız.
Atalarımızın “Söz gümüşse, sükut altındır” sözüne karşılık, çok sözün pırlantayla ilişkisini açık seçik ortaya koyan bir kanıt;
Evlilik teklifi anına tanık olduğunuz daha güzel bir çift düşünebiliyor musunuz?
Aslında bu Harry Winston'ın kuş temasını ilk kullanışı değil. 1966'daki reklam kampanyalarında da bu tema üzerinden ilerlemişlerdi. Resme bakınca mücevherlerin ne kadar zamansız olduğunu, reklamcılığın en iyi ilacının ise zaman olduğunu göreceksiniz:)