Biliyorum sen de merak ediyorsun. Arkadaşlarının fotoğraflarında gördüğün Alaçatı sokaklarını. Kumrusunu, midyesini, restoranlarını, rüzgârını... Tatile giden arkadaşlarına “Nerelere gideyim, denize nerede gideyim, nerede eğleneyim?” diye soruyorsun. Henüz İzmirli bir arkadaşının yazdığı “Çeşme’de gitmeden dönme” konulu maillerden biri bilgisayarına düşmediyse beni iyi dinle.
Karşında denizle kumu hayatında ilk kez burada görmüş, sokaklarında büyümüş, araba kullanmayı boş tarlalarında öğrenmiş bir 35 plakalı var. 10 sene öncesine kadar plaja torbada cola’larıyla, kumrularıyla giden. Trafik nedir bilmediğinden pedala kuvvet rahat rahat her yere bisikletiyle yetişen. Bir boy büyüyüp de scooter’a binme isteği prensip sahibi baba engeliyle karşılaşınca, “Arkada oturmam sanki daha mı iyi?” sızlanmaları ve odalara kapanıp bezdirme politikasıyla rüyasına kavuşan. Turşu suyu üstüne darı yiyip cilayı da Apo’dan dondurmayla çekerek midesini hop hop zıplatan. Turban’ın havuzunu çok cool bulan, Altınyunus’ta animasyonlarda coşan. Henüz plajlar valeyle tanışmamış, Alaçatı’yı İstanbul’lular keşfetmemişken. Eskidendi çok eskiden.
Nostalji rüzgârı beni daha fazla uçurmadan Çeşme’ye tatil yapmaya gelecekler için tavsiyelerime geçiyorum.
Nerede ne yenir?
Mi Casa Alaçatı;
Çeşme’de kaç gün kalacaksanız kalın ama bir akşamınızı mutlaka Alaçatı’daki Mi Casa’ya ayırın. Kendine ait kocaman bir bahçesi olduğu için kalabalıktan uzak, sakin sakin yemeğinizi yemeniz garanti. İyi müzik eşliğinde hem de.
Barı da çok hareketli oluyor. Yemek öncesi veya sonrası bir içki için tercih edebilirsiniz. Sadece dirty martini’si için “Her gün gidelim” desek gidecek bir arkadaşımız var. Erkan Bey’e rezervasyon yapmaktan utanır hale geldi o derece. Genelde İstanbul’dan gelenler burada takılıyor. İzmir’li misafirlerinin yaş ortalaması ise 30 üstü seyrediyor. Bu yaz Suudi Arabistan Prensi’ni de ağırladı Mi Casa. Ayrıca mönüsü de yenilendi, Akdeniz mutfağına daha yakınlaştı. Viski soslu bonfile, et schnitzel, kırgız mantısı ve lagosu tadılası. Rezervasyon atlanmamalı; (0232) 716 60 75
Port Balık
İster Alaçatı Marina ister Çeşme Marina’daki yerinde, balık yiyecekseniz isabetli bir tercih. Hatta benim gibi balıktan çok ara sıcaklar ve mezeyle ilgiliyseniz daha da iyi. Deniz mahsullü eriştesi şapkasından çıkarttığı tavşanı. (Bir de deniz mahsullü pazı sarması var; karbonhidrat düşmanlarına göre.) Önerim Cumartesi akşamları gitmemeniz. 200 kişiden fazlaya hizmet verildiğinde serviste aksamalar oluyor doğal olarak. Canınızın sıkılmaması için en güzeli haftaiçi akşamları veya güneş batmadan gidin. Denizin sesini kalabalığın bastırmasına izin vermeyin. Ve de kapanışı çikolatalı çıtır helvayla yapmayıp da buraya haksızlık etmeyin. (0232) 712 02 77.
Ferdi Baba
Şifne’de kendi yağında kavrulan, deniz kenarında leziz yemekle iyi hizmeti bir arada sunan bir yerdi. (Daha daha öncesinde de Aya Yorgi koyunda nefis köftenin adresi.) Ta ki üç yaz önce Alaçatı Port’ta açılana kadar. Haftasonu masaları Çarşambadan doluyor. Dalyan trafiğini baya baya kestiği konuşuluyor. Bu yaz Şifne’deki yerini de yeniledi. Ne yemeli dersen, sarmısaklı biberli karidesi, atomu (hani şu yoğurtlu patlıcanın üzerine uzanan tereyağlı acı biber), salatası, balık kokoreci çok lezzetli. Tatlı olarak da irmik helvası veya tarçınlı kalple süsledikleri sakızlı muhallebi! (0530) 568 60 34.
Ali Baba
Her şehrin ama köfteci ama kebapçı bir Ali Baba’sı vardır. Bizimki de balıkçı. Alaçatı’da Süzer Otel’e giden yolun üzerinde. Surf merkezlerini tepeden seyrediyor. Beyaz ve kademeli dekorasyonu Yunan Adaları’ndan birinde hissetmenize neden oluyor. Arka fonda Zeki Müren’ler Müzeyyen Senar’lar... Diğer balıkçılara kıyasla daha az sayıda kişiyi ağırlama kapasitesi bence en güzel özelliği. Özellikle Temmuz Ağustos ayında Çeşme’ye gelenler için. Servis hiç aksamıyor, yemekler her zaman aynı lezzette önünüze geliyor. Henüz gereğinden fazla popülerleşmedi. Muhtar Kent falan geliyor o kadar:) Soslu fener kavurması için şarkı yazılır. Giderseniz mutlaka deneyiniz. (0232) 716 98 98.
Asma Yaprağı
Ortaya kurulmuş bir masa üzerindeki çeşit çeşit yemekten seçerek tabağına doldurmaktan hoşlananlar bir sandalye çeksin. Artık kabak çiçeği dolması mı istersiniz, maş fasulyesi piyazı mı, enginarlı bakla mı hepsi burada. Final için de tarçınlı köfte. Hepsi buranın sahibesi Ayşenur Hanım’ın şaheserleri.
İki yaz öncesine kadar kahvaltı servisleri de vardı. Artık yok. Ama yenilik olarak geçen kış Hacımemiş’e giden yolun üzerinde o çok beğenilen tabak-çanaklarını sattıkları bir dükkan açtılar. Ayşenur Hanım’ın taktığı isimle bu küçük mucizeler dükkanında kurabiye kavanozları, mutfak dolabı, kase ne ararsanız var. (0232) 716 01 78
www.asmayapragi.com.tr/blog
Ada Balık
Şifne’deki Ada Balık (Fethi’nin Yeri) yemeklerinin lezzetiyle değil ama ambiyansıyla bu listeye girebilir. Plajda ayaklar kumun içinde rakı-balıklamak için mükemmel seçim. Akşamüstü giderseniz de bira-patates kızartması ikilisine şans verin. Oldukça salaş. Yemeklerden fazla beklentiniz olmadığı sürece mutlu ayrılacağınız bir yer.
Ve hatrım için Dost Pide’de kıyma-kaşarlı çıtır çıtır pideyi, tatlı niyetine tahinlisini, eskinin Apo’su şimdinin Veli Ustası’nda rengarenk bir dondurmayı, Wineway’de güneş batarken güzel bir şarabı, Çiftlikköy Can Baba'da istakozu, Tuval'in özel moules marinière'sini, Yıldızburnu No 15'in çikolatalı suflesini, Ildır’da Manzara Cafe’nin lokmasını, İmren’in sakızlı kurabiyesini, şişman bir kumruyu, Doruk’ta dürümü midenizle tanıştırmadan dönmeyin.
Şimdiki moda deyişle ‘keyifli’ gezmeler size..