Güzel yaşama rehberi
Popüler Gusto > Moda haftası ekonomisi

İstanbul geçtiğimiz ay çok hareketli bir dört gün yaşadı. Podyumdakilerden ziyade defileyi izlemeye gelenlerin kıyafetlerinin daha çok haber olduğu bir Moda Haftası’nı geride bıraktık. Bu senekinin en büyük farkı Mercedes-Benz’in sponsorluğunda düzenlenmesiydi. Ve işin profesyonelleri olan IMG'ye teslim edilmesi. IMG, dünyada farklı moda haftalarının da organizatörü. Haliyle daha organize bir etkinlikti bu seneki. Herkesin kendine ait yer numarasının olması ve biletsiz giriş yapılamaması kaosu da ön sıra kavgalarının yaşanmasını da engelledi. 

Tasarımcıların defileleriyle ilgili çok yazıldı, daha da çok fotoğraf paylaşıldı. Benim ekleyeceklerim işin ekonomik ve PR boyutuyla ilgili. İlk olarak bu organizasyonun öncüsü ve en büyüğü New York Moda Haftası’na bir bakalım. 70 yıl önce ilk kez düzenlendiğinden itibaren, her yıl daha büyük bir merakla beklenen bir organizasyon New York Moda Haftası. (2009’da markalaşarak aldığı isimle Mercedes-Benz Moda Haftası...) Senede iki kez düzenlenen bu organizasyon, her seferinde 233 milyon dolarlık ekonomik değer yaratıyor.  232 bin davetli ağırlıyor. Mercedes-Benz Moda Haftası; Berlin, Sydney, Moskova ve Tokyo gibi farklı şehirlerde de gerçekleştiriliyor. Rusya’daki moda haftası, Doğu Avrupa’nın en büyüğü. Berlin’i diğer moda haftalarından ayıran etkinlik ise “Eco Fashion Days”. Bu günlerde tasarımcıların doğa dostu koleksiyonları sunuluyor.  

Amerikan modasının keşfi

İlk New York Moda Haftası, (o zamanlarki adıyla Basın Haftası) dünyada modayla ilgili düzenlenen ilk etkinlikti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Paris’e seyahat edemediği için defileleri seyredemeyen moda dünyasının sakinlerini düşünerek hazırlanmıştı. İhtiyaçtan, biraz da bir itirazdan doğdu. İtiraz ilginin sürekli Fransız modasının üzerinde olmasınaydı. Moda alanında iletişim yapan Eleanor Lambert, adını “Basın Haftası” koyduğu bir etkinlik düzenleyerek Amerikalı tasarımcıları moda yazarlarına ve editörlere tanıttı.  Satın almacılar ise defilelere alınmadı. O döneme kadar dikkate alınmayan Amerikalı moda tasarımcılarının işleri çok beğenildi. Normalde sayfalarını Fransız tasarımcılara ayıran Vogue gibi dergiler, bu sayede Amerikan modasını keşfetti. 

1994 yılında etkinlik Bryant Park’a taşındı. Dev beyaz çadırların içinde düzenlenen moda haftasına katılım sadece davetiyeyle sınırlı tutulmaya başlandı. Moda haftaları, 2003 ve 2006 yılları arasında Olympus markasının sponsorluğunda düzenlenmeye devam etti. 2009’un şubat ayında birçok tasarımcı, ekonominin kötüleşmesi yüzünden çadırdaki büyük showlardan vazgeçerek daha ufak çaplı sunumlar yapmaya başladılar.

Senede 466 milyon dolarlık katkı..

2010 yılının başından bu yana Lincoln Meydanı’nda düzenlenen Moda Haftası’nın bu bölgeye çok ciddi ekonomik katkısı var. Fashion Week’in yönetimini yapan IMG, Fordham Üniversitesi ve New York Belediyesi, organizasyonun özellikle Lincoln Meydanı civarındaki ekonomik yansımasını ölçmek için bir araştırma yaptı. Sonuçlar Moda Haftası çalışanları, tasarımcılar, onların ekipleri ve medya mensupları tarafından bu bölgede yaklaşık 40 milyon dolarlık bir ekonomi yaratıldığını ortaya koyuyor. Moda Haftası’nın New York’a katkısı ise senede 466 milyon dolar. Bu rakam davetlilerin yarattığı ekonomik değer. New York Moda Haftası’na gelenler yılda 40 milyon doları restoranlara, 30 milyon doları taksi ve ulaşıma, 56 milyon doları da civardaki otellere harcıyor. Anlaşılıyor ki, bu bir hafta sadece içlerindeki moda tutkusunu  değil ekonomiyi de ateşliyor.

Kitle lokal kalmasın..

Bizdeki Moda Haftası’na yönlendirilen en büyük eleştiri ise organizasyonun daha çok lokal düzeyde kalmasıydı. Davetlilerin daha çok moda tasarımcısının yakın çevresi ve ünlü isimlerden oluşmasına yönelik bir tepki hakimdi. Bundan sonrası için en büyük beklenti yabancı editör, blogger ve alıcı sayısının artması. İstanbul’un ve modacılarımızın tanıtımı yapılırken ekonominin de hareketlenmesi. Uluslararası basın temsilcilerinin oranı çok yüksek olmasa da bu seneki etkinliğin PR anlamındaki en büyük artısı ise fotoğrafların Getty Images tarafından çekilip dağıtılmasıydı. Videolar da Indigital tarafından çekildi ve böylece MBFWI dünya basınında daha çok yer aldı.

Moda polisi yollarda!

Biraz da iletişim anlamında yapılanlara bakalım. New York’taki organizasyonun en belirleyici özelliklerinden biri sosyal medyayı etkin kullanımı. Yaptıkları enteresan uygulamalardan biri son model bir Mercedes-Benz CLS 63 AMG’nin polis otosu kılığına bürünerek Lincoln Caddesi civarında turlamasıydı. Üzerinde “Fashion Force” yazan otomobil, sokaklarda gözüne kestirdiği trendsetterları gidecekleri mekanlara götürdü. Hatta stilini beğendiği kimi yayaları da tutuklayarak Mercedes-Benz’in lounge alanına taşıdı. Fashion Force sürücüleri ve lounge alanındaki ekibin devamı moda blog yazarlarından oluşuyordu. Ve tüm bu gelişmeleri Twitter ve Facebook üzerinden paylaştılar. Tutuklanan stil suçlularının fotoğraflarını bile! 

Bizdeki organizasyonda ise Arzu Kaprol’un defilesini polisler bastı! Moda polisleri, Berlin’e yapılan bir seyahatten ilham alan Studio Kaprol Defilesi’nin dekoru içerisinde düşünülmüştü. (Aşağıdaki fotoğrafta soldan sağa, Off Ne Giysem blogunun yazarı Billur Saatçi, Modacadısı ve iconjane polis kılığında birlikte poz vermekte.) 

MBFWI’da yeni CLA’nın lansmanı da gerçekleşti. Bahar sonunda Türkiye’de satışa sunulacak araç tanıtıldı. Bora Aksu ve Mehtap Elaidi ile başarı yolculukları ile ilgili workshop düzenlendi. Hedefini İstanbul’u ilk önce bölgesel, sonrasında küresel bir oyuncu haline getirmek olarak açıklayan IMG’nin seneye çok daha heyecan verici etkinliklerle bizi şaşırtacağına inanıyorum. 


Etiketler: Mercedes-Benz Moda Haftası,Campaign Dergisi,Banu Kitiş Dağıstan,Arzu Kaprol defilesi,CLA lansman

Bir Yorum Yazın

* İsim
* E-posta
* Mesaj

Gustology Nedir
Gustology Nedir Gusto, zevk alma, stil ve haz anlamına gelir. Gustology ise yüksek zevke fakat sınırlı vakte sahip okuyucusunu stil sahibi ürünler ve zevk veren adresler hakkında bilgilendirir.  
Yazarı Kimdir?
Banu Kitiş Dağıstan
Gusto video
Arşiv
Gustology